Popüler Yayınlar

28 Şubat 2020 Cuma

AİLEMDE BİR GENÇ VAR



AİLEMDE BİR GENÇ VAR
Nedir Gençlik?
Çocukluktan çıkmanın verdiği heyecanla filizlenen umutların baharı…
Her gün gelişen ve güçlenen bir beden, coşan duygular, keşfedilen bir manevi soluk... Gün gelip durulacak, olgunlaşarak insanlık ailesine katılacak bir kişiliğin inşa yılları…

Gençlik enerjisi, Yüce Allah’ın emirleri doğrultusunda yönlendirildiğinde ortaya muazzam güzellikler çıkacaktır, örneklerini tarih boyunca gördüğümüz gibi...

Gencecik yaşta, puta tapan kavmiyle tek başına mücadele eden Hz. İbrahim (Enbiyâ, 21/51-70),
وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاهِيمَ رُشْدَهُ مِن قَبْلُ وَكُنَّا بِه عَالِمِينَ {51} إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَا هَذِهِ التَّمَاثِيلُ الَّتِي
أَنتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ {52} قَالُوا وَجَدْنَا آبَاءنَا لَهَا عَابِدِينَ {53} قَالَ لَقَدْ كُنتُمْ أَنتُمْ وَآبَاؤُكُمْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ {54} قَالُوا أَجِئْتَنَا بِالْحَقِّ أَمْ أَنتَ مِنَ اللَّاعِبِينَ {55} قَالَ بَل رَّبُّكُمْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ وَأَنَا عَلَى ذَلِكُم مِّنَ الشَّاهِدِينَ
51. Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.

Tefsirlerde, ayetteki “rüşd” kelimesinin peygamberlik anlamına yahut Hz. İbrahim’in risaletten önce de sahip olduğu hidayet ve doğruluk manasına geldiği belirtilmiştir.

52. O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.
53. Dediler ki: Biz, babalarımızı bunlara tapar kimseler bulduk.
54. Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi.
55. Dediler ki: Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen oyunbazlardan biri misin?
56. Hayır, dedi, sizin Rabbiniz, yarattığı göklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna şahitlik edenlerdenim.

Dürüstlük ve iffetiyle nefsine dur diyerek, Mısır’a vezir olan Hz. Yusuf (Yusuf, 12/22-56),
وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُ آتَيْنَاهُ حُكْماً وَعِلْماً وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ {22} وَرَاوَدَتْهُ الَّتِي هُوَ فِي بَيْتِهَا عَن نَّفْسِهِ وَغَلَّقَتِ الأَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَ قَالَ مَعَاذَ اللّهِ إِنَّهُ رَبِّي أَحْسَنَ مَثْوَايَ إِنَّهُ لاَ يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ

22. (Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız.
23. Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden murat almak istedi, kapıları iyice kapattı ve "Haydi gel!" dedi. O da" (Hâşâ), Allah'a sığınırım! Zira kocanız benim velinimetimdir, bana güzel davrandı. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz!" dedi.
24. Andolsun ki, kadın ona meyletti. Eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti. İşte böylece biz, kötülük ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için (delilimizi gösterdik).  Şüphesiz o ihlâslı kullarımızdandı.
25. İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında onun kocasına rastladılar. Kadın dedi ki: Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!
26. Yusuf: "Asıl kendisi benim nefsimden murat almak istedi" dedi. Kadının akrabasından biri şöyle şahitlik etti: "Eğer gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, bu ise yalancılardandır."
27. "Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir. Bu ise doğru söyleyenlerdendir."
28. (Kocası, Yusuf'un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına): "Şüphesiz, dedi; bu, sizin tuzağınızdır. Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür."
29. "Ey Yusuf! Sen bundan (olanları söylemekten) vazgeç! (Ey kadın!) Sen de günahının affını dile! Çünkü sen günahkârlardan oldun"
30. Şehirdeki bazı kadınlar dediler ki: Azizin karısı, delikanlısının nefsinden murat almak istiyormuş; Yusufun sevdası onun kalbine işlemiş! Biz onu gerçekten açık bir sapıklık içinde görüyoruz.
31. Kadın, onların dedikodusunu duyunca, onlara dâvetçi gönderdi; onlar için dayanacak yastıklar hazırladı. Herbirine bir bıçak verdi. (Kadınlar meyveleri soyarken Yusufa): "Çık karşılarına!" dedi. Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar. (Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Hâşâ Rabbimiz! Bu bir beşer değil... Bu ancak üstün bir melektir!
32. Kadın dedi ki: İşte hakkında beni kınadığınız şahıs budur. Ben onun nefsinden murat almak istedim. Fakat o, (bundan) şiddetle sakındı. Andolsun, eğer o kendisine emredeceğimi yapmazsa mutlaka zindana atılacak ve elbette sürünenlerden olacaktır!
33. (Yusuf:) Rabbim! Bana zindan, bunların benden istediklerinden daha iyidir! Eğer onların hilelerini benden çevirmezsen, onlara meyleder ve cahillerden olurum! dedi.
34. Rabbi onun duasını kabul etti ve onların hilesini uzaklaştırdı. Çünkü O çok iyi işiten, pek iyi bilendir.

İnandıkları gibi yaşayabilme uğruna diyarlarını terk eden Ashab-ı Kehf gençleri… (Kehf, 18/10-13).
إِذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَداً {10} فَضَرَبْنَا عَلَى آذَانِهِمْ فِي الْكَهْفِ سِنِينَ عَدَداً {11} ثُمَّ بَعَثْنَاهُمْ لِنَعْلَمَ أَيُّ الْحِزْبَيْنِ أَحْصَى لِمَا لَبِثُوا أَمَداً {12} نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ نَبَأَهُم بِالْحَقِّ إِنَّهُمْ فِتْيَةٌ آمَنُوا بِرَبِّهِمْ وَزِدْنَاهُمْ هُدًى

10. O (yiğit) gençler mağaraya sığınmışlar ve: Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize, (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla! demişlerdi.
11. Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık.)
12. Sonra da iki guruptan (Ashâb-ı Kehf ile hasımlarından) hangisinin kaldıkları müddeti daha iyi hesap edeceğini görelim diye onları uyandırdık.
13. Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık.

Artık çocuk olmadığını kabul etmek, varlığına saygı duymak ve güvenmek gencin can suyudur aslında. Peygamberimizin İslam’ı gizli olarak anlattığı ilk yıllarda, Allah’ın ayetlerini duyurmak için on yedi yaşındaki Erkam’ın evini seçmesi ne kadar onur vericidir!

Allah Resûlü gençlere güvenmiş, onlara önemli görevler vererek kendini geliştirme ve topluma hizmet etme fırsatı tanımıştır.
Kulluk bilinci ile büyüyen ve gençlik coşkusuna rağmen harama düşmeyen genç, “Allah’ın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli kıyamet günü arşın gölgesi altında gölgelenecek yedi sınıf insandan biri” değil midir? (Buhârî, Ezân, 36)

Ben GENCİM. Gencim!
Duyguları değişkendir. Bazen istikrarsız bazen kararsız görünmeleri hep bundandır. Genç, ergenlik ile oldukça hızlı bir değişime ayak uydurmak zorunda kalır. Çok sık sinirlilik hâli, hırçınlık ya da alınganlık gösterir. İniş çıkışlar yaşar.

Çevresi tarafından beğenilmeyi, insanların kendisini sevmesini ve yeni arkadaşlar edinmeyi ister. Beğenilmek, özellikle karşı cins tarafından değerli görülmek bazen her şeyden önemli görünebilir.

“Ben buradayım” demek ve yeni bir kimlik oluşturmak istiyorum.
Genç, büyüklerinden öğrendiği her şeyi birer yapı malzemesi olarak kullanır ve kendini inşa eder. İtiraz eder, eleştirir, en doğru fikrin ona ait olduğuna inanır. Biraz sabırlı olursak, denemelerini hoş görüyle karşılarsak rotasını bulması kolaylaşacaktır.

Arkadaşları olsun, bir gruba ait olmak ister.
Kimliğini oluştururken bir gruba ait olmak, o grup içinde kendini var etmek ister. Kendisiyle benzer özellikler gösteren, aynı sorun ve deneyimleri yaşayan arkadaşlarıyla her şeyini paylaşabildiğini düşünür.
Onu anlayanların arasında mutludur, özgürdür.

Bağımsız olmak ister.
Genç için özgürlük, büyüdüğünün kabul edilmesidir. Karşı çıkması, tartışmaya her an hazır olması bu özgürlük çabasındandır. “Hayır” diyebilmek, onun için bağımsızlığının işaretidir.
Kendi dünyasında önemli gördüğü bir konu için ciddi fedakârlıklarda bulunabilir. Çünkü bu onun seçimidir!

Pek çok şeyi yeni öğrenir: Tartışmayı, fikir öne sürmeyi, toplumsal kuralları…
Genç toplumsal kuralları öğrenmeye ve anlamaya, bir taraftan da sorgulamaya ve değiştirmeye çalışır. Belki de bu yüzden denilir ki, “İnsan gençliğinde öğrenir, yaşlılığında anlar.”

Sosyal kabule de ihtiyacı vardır.
Sorumluluklar üstlenerek kendini ispatlamak istese de çoğu zaman yetişkinler bunun için erken olduğunu düşünür. O da herkes gibi anlaşılmayı, kabul görmeyi ve kendini önemli hissetmeyi ister.
MADDE BAĞIMLILIĞI VE GENÇLİK
Çocuklarda sevgi, ilgi ve denetim eksikliği madde bağımlılığına yol açmaktadır. Başlangıç sebebi ailevi problemler, zararlı arkadaş çevresi, maddi-manevi huzursuzluklar, psikolojik problemler ile çocuktaki sevgi, ilgi ve denetim eksikliğidir.
  Başlangıç yaşı ortalama 13-14 yaş civarıdır.
  En yaygın kullanım 14-29 yaş arasıdır.
Kimler Risk Altındadır?
  İlgisiz, sevgisiz, problemli aile ortamı.
  Aşırı baskıcı aile ortamı.
  Okulda başarısız olan çocuklar.
  Travma geçiren çocuklar. Kayıp, kaza, taciz vb.
  Arkadaşı olmayan yalnız ve mutsuz çocuklar.
  Sosyal aktivite yapmayan içe kapanan çocuklar.
Madde Kullanımına Başlama Sinyalleri
  Derslerinde başarısız olmaya başlaması
  Odasına kapanma/Hayattan soğuma
  Sosyal başarısızlık/Geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirme
  Normalden daha sinirli bir tutum/Asilik
  Uyku düzensizliği
  Ailevi problemler
  Kilo kaybı
  Özbakımında değişimler, temizlik eksikliği
  Mutsuzluk/Kaygılar/Korkular
  Aşırı para harcama
  Sağlık problemleri
Ailelere Düşen Görevler
  Anne baba çocukları ile ilgili olmalı, arkadaşlarını tanımalı.
  Okul başarısı için destek ve çocuğun durumunu takip.
  Sosyal aktivitelere katılım.
  Kitap okuma, film izleme gibi ev içi aktivitelere teşvik.
  Sorumluluklarını bilen, donanımları güçlü, milli ve manevi değerlerine bağlı, değerleri ile uyumlu, ahlaklı, duyarlı ve bilinçli bir birey yetiştirmeliyiz.

BİR GENÇ BİZDEN NE İSTER

Kendisini Dinlememizi İster
Söyledikleri önemsiz bile görünse de onu dikkatle dinlemeli, sözünü kesmeden, eleştirmeden ona zaman ayırmalıdır. Kendisine kulak veren, fikirlerini önemseyen birinin olması, gencin kendisine güven duymasını ve onu dinleyen ile sıkı bağlar geliştirmesini sağlar.
Peygamberimiz, zina etmek için kendisinden izin isteyen genci dinlemiş onu ikna ederek vazgeçirmiş ve ona dua etmiştir. “Allah’ım, bu gencin günahını bağışla, kalbini temizle, ırzını koru!” (İbn Hanbel, V, 257)
Gencin bizimle konuşmaya karar vermesi, sıkıntı yahut talebini dile getirmesi onunla bağ kurabilmek adına çok önemli bir fırsattır. Unutmamalıyız ki problemlerini dinlemediğimiz gençler, bizim bulduğumuz çözümleri dinlemeyecektir.
Kırıp dökerek, alay ederek, inciterek değil; yapıcı ve saygılı bir üslupla, henüz oluşturmaya çalıştığı şahsiyetini örselemeden konuşmalıyız.
Sakin ve sabırlı davranmalıyız
Gence, çatışma anında sakin davranmalı ve büyüklüğün bizde kalması gerektiğini unutmamalıdır. Onu tehdit etmemeli ve onunla inatlaşmamalıdır. Düşe kalka öğrenmesine fırsat vermeli ve sabrederek dua etmelidir.
Hata değil, çare bulun.
Anne babalar olarak bizim, evlat olarak da gencin öğrenmesi gereken temel düstur, hayatta yanlış ve hatanın olabileceğidir. Esas olan, hata veya yanlışı fark edip ondan dönebilmek, doğruya yönelebilmektir. Zira hatalar fark edildiğinde, içlerinde önemli dersleri de barındırır.
Güvenin ve sorumluluk verin.
Gencin düşünceleri yetişkinlerle uyuşmasa da önemsenmeli, teklifi yanlış olsa bile zihnî gayreti takdir edilmelidir. Sorumluluk da verilmelidir gence. Gencin hayatında bağımsızlık ile sorumluluk denge içinde olduğunda, başarılı olmanın hazzını hissedecektir.
Sınırlarınızı, kurallarınızı ve beklentilerinizi ona anlatın.
Anne baba, ihtiyaç duyduğu toplumsal ve ahlaki sınırları gence göstermeli ve beklentilerinde tutarlı olmalıdır. Aile, değerlerin yaşandığı, sınır ve kuralların sağlam bir mihenk ile belirlendiği ortam olmalıdır. Zira değişkenlik, kararsızlık, tutarsızlık ebeveyn için değil ancak gençler için normal olabilir.
Olumlu bir arkadaş çevresi oluşturması için yardım edin. Arkadaşlarını tanıyın.
Anne baba “Oğlumun/kızımın arkadaşları kimler?” sorusuna cevap verebilmelidir.
Peygamber Efendimiz: “İyi arkadaşla kِtü arkadaşın örneği, misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder, ya sen ondan misk satın alırsın ya da ondan güzel bir koku alırsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kِtü bir koku alırsın!” (Müslim, Birr ve Sıla, 146) buyurmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder